yüksek sesle - Turkish English Dictionary

yüksek sesle

Meanings of "yüksek sesle" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

Turkish English
Common Usage
yüksek sesle loud adv.
If we say it here loud and clear, we shall create frameworks, we shall create commitments.
Burada yüksek sesle ve açık bir şekilde söylersek, çerçeveler oluşturacağız, taahhütler oluşturacağız.

More Sentences
yüksek sesle aloud adv.
What they are is never spoken aloud.
Ne oldukları hiçbir zaman yüksek sesle konuşulmuyor.

More Sentences
General
yüksek sesle out loud adv.
I pay very close attention to the comments made out loud.
Yüksek sesle yapılan yorumlara çok dikkat ediyorum.

More Sentences
yüksek sesle loudly adv.
We must insist, loudly and clearly, that human rights are a universal value and do not depend on circumstances.
İnsan haklarının evrensel bir değer olduğu ve koşullara bağlı olmadığı konusunda yüksek sesle ve açıkça ısrar etmeliyiz.

More Sentences
Trade/Economic
yüksek sesle loudly adj.
He spoke more and more loudly.
O gittikçe daha yüksek sesle konuştu.

More Sentences
General
yüksek sesle declamatory adj.
yüksek sesle out adv.
yüksek sesle boisterously adv.
yüksek sesle full mouth [obsolete] adv.
yüksek sesle on height adv.

Meanings of "yüksek sesle" with other terms in English Turkish Dictionary : 190 result(s)

Turkish English
General
yüksek sesle okumak read aloud v.
The teacher has the text read aloud.
Öğretmen metni yüksek sesle okutur.

More Sentences
yüksek sesle konuşmak talk loudly v.
They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Başkalarını rahatsız ettiklerini bildikleri halde yüksek sesle konuşuyorlar.

More Sentences
yüksek sesle konuşmak speak loudly v.
She speaks loudly.
O, yüksek sesle konuşuyor.

More Sentences
yüksek sesle gülmek laugh loudly v.
The girls laughed loudly.
Kızlar yüksek sesle güldüler.

More Sentences
yüksek sesle çalmak blare v.
Sirens blared.
Sirenler yüksek sesle çaldı.

More Sentences
yüksek sesle haykırılan vociferous adj.
The protesters were shouting vociferous demands for change.
Gürültücü protestocular değişim taleplerini yüksek sesle haykırıyordu.

More Sentences
Idioms
yüksek sesle gülmek laugh out loud v.
I laughed out loud.
Yüksek sesle güldüm.

More Sentences
yüksek sesle söylemek say out loud v.
In the European Union's foreign policy there are times and circumstances in which something has to be said out loud.
Avrupa Birliği'nin dış politikasında bazı şeylerin yüksek sesle söylenmesi gereken zamanlar ve durumlar vardır.

More Sentences
Speaking
daha yüksek sesle louder expr.
I think Tom snores louder than Mary.
Bence Tom, Mary'den daha yüksek sesle horluyor.

More Sentences
General
yüksek sesle tartışan jangler n.
yüksek sesle söylenen kelime spoken word n.
yüksek sesle konuşan kimse raver n.
akıcı ve genelde yüksek sesle konuşma yammer n.
yüksek sesle sızlanmak yaup n.
yüksek sesle sızlanan kimse yauper n.
yüksek sesle konuşan kimse yeller n.
yüksek sesle ağlama yowling n.
yüksek sesle ağlayan kimse bawler n.
yüksek sesle konuşan kimse bellower n.
yüksek sesle ağlama wailment n.
yüksek sesle gülme haw-haw n.
yüksek sesle ve öfkeyle yakınan kimse whangdoodle n.
yüksek sesle yapılan şikayet humdudgeon [scotland] n.
yüksek sesle konuşan kimse roarer n.
yüksek sesle şarkı söylemek troll v.
yüksek sesle okumak spout v.
daha yüksek sesle konuşmak speak out v.
yüksek sesle ağlamak bawl v.
daha yüksek sesle konuşmak speak up v.
birdenbire yüksek bir sesle söylemek ejaculate v.
yüksek sesle okumak call off v.
yüksek sesle okumak call out v.
çok yüksek sesle ağlamak squall v.
bir sesi daha yüksek bir sesle bastırmak drown out v.
yüksek sesle okumak declaim v.
yüksek sesle konuşmak outspeak v.
yüksek sesle söylemek declaim v.
yüksek sesle konuşmak declaim v.
-e karşı yüksek sesle protestoda bulunmak cry out against v.
çok yüksek sesle konuşmak talk pedantically v.
yüksek sesle gülmek peal out v.
yüksek sesle azarlamak bawl someone out v.
yüksek sesle okumak read something aloud v.
yüksek sesle gülmek laugh boisterously v.
yüksek sesle anons etmek announce something loudly v.
yüksek sesle gülmek cachinnate v.
(bir listeden isimleri) yüksek sesle okumak call v.
yüksek sesle ve çok konuşmak noise v.
yüksek sesle darbe vurmak thwap v.
yüksek sesle ağlamak lift up the voice v.
tasdik deklarasyonunun otuz dokuz maddesini yüksek sesle okumak read one's self in v.
akıcı ve genelde yüksek sesle konuşmak yammer v.
yüksek sesle konuşmak elocute v.
yüksek sesle ağlamak undercry v.
yüksek sesle sızlanmak yaulp v.
yüksek sesle kahkaha atmak kink v.
daha yüksek sesle konuşmak upspeak v.
yüksek sesle ağlamak bawled v.
yüksek sesle azarlamak berattle [obsolete] v.
yüksek sesle duyurmak blare out v.
yüksek sesle gülmek hawhaw v.
yüksek sesle övmek herald v.
yüksek sesle gülmek bray v.
yüksek sesle bağırmak holla v.
yüksek sesle çağırmak holler [dialect] v.
sert ve yüksek sesle söylemek grate v.
(yüksek sesle) dırdır etmek ologoan [ireland] v.
(yüksek sesle) söylenmek ologoan [ireland] v.
(yüksek sesle) şikayet etmek ologoan [ireland] v.
yüksek sesle çağırmak goller [dialect] [uk] v.
daha yüksek sesle kükremek outroar v.
(bir şeyi) yüksek sesle söylemek outsay v.
daha yüksek sesle bağırmak outscream v.
daha yüksek sesle çığlık atmak outscream v.
(birinden) daha yüksek sesle konuşmak outtalk v.
çok yüksek sesle konuşan vociferous adj.
düşüncesini yüksek sesle söyleyen vociferous adj.
yüksek sesle yankılanan remugient [rare] adj.
yüksek sesle öten ringing adj.
çok yüksek sesle konuşan multivocal adj.
düşüncesini yüksek sesle söyleyen multivocal adj.
çok yüksek sesle konuşan flannelmouthed adj.
yüksek sesle ve coşkuyla rantingly adv.
yüksek sesle öterek shoutingly adv.
Phrasals
(çevredeki gürültüden dolayı) yüksek sesle konuşmak talk over v.
hızlı ve yüksek sesle söylemek rattle out v.
hızlı ve yüksek sesle söylemek rattle down v.
yüksek sesle ve net bir şekilde konuşmak speak out v.
yüksek sesle şikayet etmek cry out v.
aniden yüksek sesle konuşmak burst out v.
birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek burst out with (something) v.
birdenbire/aniden yüksek sesle bir ses çıkarmak burst out with (something) v.
birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek burst out with something v.
birdenbire/aniden yüksek sesle bir ses çıkarmak burst out with something v.
bir sesi daha yüksek bir sesle bastırmak drown something out v.
bir şeyi yüksek sesle okumak read something out v.
bir şeyi piyanoyla yüksek sesle/gürültülü bir şekilde çalmak pound something out v.
yüksek sesle okumak call out v.
yüksek sesle konuşmak call out v.
yüksek sesle açıklamak call out v.
yüksek sesle şarkı söylemeye başlamak pipe up v.
yüksek sesle ve patavatsız bir tavırla konuşmak mouth off v.
(bir şarkıyı vb.) yüksek sesle ve coşkuyla söylemek belt out something v.
yüksek sesle söylemek boom something out v.
yüksek sesle ve patavatsız bir tavırla konuşmak rabbit on v.
yüksek sesle bildirmek call out v.
yüksek sesle okumak read out v.
(bir şarkıyı vb.) yüksek sesle ve coşkuyla söylemek belt something out v.
daha yüksek sesle konuşarak birinin sesini/konuşmasını bastırmak talk down v.
kalın ve yüksek bir sesle söylemek/bildirmek drone (something) out v.
yüksek sesle söylemek yell out v.
yüksek sesle seslenmek yell something out (at someone or something) v.
(bir şeyle ilgili) yüksek sesle görüşlerini belirtmek sound off (about something) v.
yüksek sesle müzik çalmak belt out v.
yüksek sesle çalmak blare out v.
yüksek sesle konuşmak boom out v.
birini yüksek sesle azarlamak call someone down v.
(aşağıdaki birine) yüksek sesle bir şey demek call something down (to someone) v.
yüksek sesle ağlamak howl out v.
yüksek sesle inlemek moan out v.
-e yüksek sesle/bağırarak tezahürat etmek roar on something v.
daha yüksek sesle şarkı söylemek sing up v.
yüksek sesle (birinden/bir şeyden) bahsetmek squawk about (someone or something) v.
yüksek sesle (birinden/bir şeyden) dert yanmak squawk about (someone or something) v.
yüksek sesle söylemek thunder out v.
(çok yüksek sesle) şarkı söylemek pound out v.
Colloquial
yüksek sesle dillendirilmeyen the dl (down low) n.
yüksek sesle dillendirilmeyen the down low n.
elektronik sesler ve sintisayzırlar içeren yüksek sesle söylenen hip-hop müzik tarzı krunk [us] n.
aşırı yüksek sesle bağırmak shout (oneself) silly v.
yüksek sesle çalmak sound out v.
yüksek sesle dillendirilmeyen dl (down low) adj.
yüksek sesle ağlayan screamie adj.
yüksek sesle oku read it out loud expr.
büyü/sihir yaparken yüksek sesle söylenen bir ifade shazam expr.
büyü/sihir yaparken yüksek sesle söylenen bir ifade shazzam expr.
Idioms
bir senaryoyu prova etmeden yüksek sesle okuma cold reading n.
yüksek sesle öksüren kimse a member for barkshire [obsolete] n.
yüksek sesle atılan kahkaha belly laugh n.
yüksek sesle fısıldama stage whisper n.
yüksek sesle/bağıra çağıra böğürmek/hakaretler yağdırmak bellow like a (wounded) bull v.
yüksek sesle şarkı söylemek belt out v.
(bebek) çok ve yüksek sesle ağlamak have a fine pair of lungs v.
yüksek sesle gevezelik etmek gabble away v.
yüksek sesle söylemek thunder something out v.
yüksek sesle söylemek say something aloud v.
yüksek sesle söylemek say something out loud v.
(bebek) çok ve yüksek sesle ağlamak have a good pair of lungs v.
yüksek sesle söylemek give tongue to v.
yüksek sesle bağırmak cry like a banshee v.
(bir şeyi) yüksek sesle ilan etmek shout (something) from the housetop v.
(bir şeyi) yüksek sesle ilan etmek shout (something) from the housetops v.
bir şeyi yüksek sesle ilan etmek shout something from the housetops/rooftops v.
yüksek sesle aralıksız konuşmak have a loud mouth v.
yüksek sesle konuşan biri olmak be a loud mouth v.
yüksek sesle konuşmak have a loud mouth v.
özellikle hassas konularda yüksek sesle/serbestçe konuşmak shoot off at the mouth v.
inatçı ve yüksek sesle konuşmak shout the odds v.
yüksek sesle söylenmek play merry hell v.
yüksek sesle horlamak saw wood v.
yüksek sesle ilan etmek shout from the housetops v.
yüksek sesle ilan etmek shout from the rooftops v.
Speaking
daha yüksek sesle söyleyebilir misiniz? could you say that louder? expr.
lütfen daha yüksek sesle konuşur musun? could you speak louder please? expr.
lütfen daha yüksek sesle konuşur musunuz? could you speak louder please? expr.
sadece yüksek sesle düşünüyordum I'm thinking out loud expr.
Chat Usage
yerde yüksek sesle gülerek yuvarlanıyorum roflol (rolling on floor laughing out loud) abrev.
Technical
yüksek sesle orgazm olan kimse whizzbang n.
Zoology
güney ve orta amerika'da bulunan, yüksek sesle uluyabilen bir maymun cinsi alouatte n.
Literature
yüksek ve titrek sesle söylenen uptrilled adj.
Religious
doğu ortodoks kilisesi'nde yüksek sesle eski ahit'ten dersler okuyan bir din adamı anagnostes n.
(manastırlarda) yemek sırasında yüksek sesle okuma yapan kimse lector n.
(mezmur veya ilahi) söylemeden önce her satırı yüksek sesle okumak deacon v.
Music
birkaç sesle okunan parçada en yüksek ses descant n.
orta derecede yüksek sesle mezzo forte adv.
nispeten daha yüksek sesle (çalınarak) loudly adv.
(komut olarak) daha yüksek sesle strepitoso adv.
Archaic
gür ve yüksek sesle (bir nakaratı koro halinde) söylemek troll v.
yüksek sesle yankılanan rebellowing adj.
Ornithology
doğu avustralya’ya özgü, tüyleri gri-beyaz ve kanatları kahverengi olan, yüksek sesle öten bal yiyici bir kuş noisy miner (manorina melanocephala) n.
çullukgiller familyasındaki yüksek sesle ve sık sık öten ince ve uzun bacaklı kıyı kuşlarına verilen ad telltale n.
Entomology
amerika'ya özgü yazın yüksek sesle öten büyük bir ağustos böceği dogday cicada (cicada pruinosa) n.
Slang
bir kişinin kulağında kulaklık varken yüksek sesle nefes alması veya ağzını şapırdatması deaf breath n.
yüksek sesle ağlayan çocuk/bebek screamie-meemie n.
yüksek sesle ağlayan çocuk/bebek screaming-meemie n.
yüksek sesle orgazm olan kimse whizbang n.
yüksek sesle müzik dinlemek blast music v.
yüksek sesle dillendirmemek be on the dl v.
yüksek sesle, durmadan ve genelde önemsiz şeylerden konuşmak yak v.
Modern Slang
kulaklıkla müzik dinlerken yüksek sesle ve kulak tırmalayıcı şekilde şarkı söyleme a crapella n.